Tv kültürünün en üst düzeyini yaşadığımız bu zamanlarda,bilinçsiz izleyicilerin kafaları reklamların sihirli çubuğuyla başkaları tarafından rahatça kontrol edilebilir hale geldi.
Reklamcılık endüstrisinin "reklamın iyisi kötüsü olmaz" prensibiyle hareket etmesi,onlar için sınırsız bir alanda top koşturma imkanı sağlıyor.Buna en iyi örneği cips reklamlarından verebiliriz.Huysuz Virjin'in oynadığı mısır cipsi reklamının ürünü tanıtmanın yanı sıra,kendine has davranışlarıyla da (olumsuz hal ve hareketleri) bir anda bizlere şirin gözükebiliyor.Oysaki o davranışın gerçekte saçmalıktan ibaret olduğu ve izlerken de insanın midesini bulandırdığı ortada.Bilinçli izleyicilerin olmaması bu duruma tepki gösterecek kişilerin de olmaması demektir bir bakıma.Ayrıca bu reklamdaki mısır cipsinin üzerinde yer alan haç işaretinin ne anlama geldiği de aşikar...
Genel olarak reklamların görevi bilinçsiz tüketici topluluğu yaratmak ve tüketim çılgınlığı oluşturmaktır.Reklamlarla beynimiz adeta yıkanıyor ve ertesi gün hipnozite olmuş bir şekilde o ürünün peşine düşüyoruz ihtiyaç olmadığı halde.
Son olarak kireç çözücü reklamların bariz bir şekilde tüketiciyi yanıltmasıdır.Bu olaya kendi durumumdan örnek vermek gerekirse;uzun zaman önce eve alınan çamaşır makinasını biraz kurcalayınca,makinanın üzerinde büyük puntolarla yazılmış anlaşmalı deterjan markasının altında küçük bir not düşerek,hiçbir ek kireç çözücüye ihtiyaç yoktur.Ayrıca kullanma klavuzunun son sayfalarında yine buna değinilmiş ve bu deterjanın yeterli olacağı ve alternatif bir kireç çözücüye gerek yoktur diye bir ibareye yer verilmişti.Kireç çözücü reklamlara bakınca,uzman çamaşır makinesi üreticileri bunu öneriyor diyor.Bizim kullandığımız makinenin markası da üst sırada yerini almış durumda.Burada bir çelişki var;fakat bu çelişkide kalan tüketiciler için bu problem değil.
Tüketici, bu farazi ortamın kölesi olmuş ve ne teşhir ediliyorsa satın almaya mecbur hale getirilmiş...
Olaya kısaca değindik...
Keşke medya okuryazarlığı dersine önem verilse,zorunlu hale getirilip uzman kişiler (iletişim mezunları) tarafından bu ders yeni nesillere öğretilse...
Çünkü bu büyülü ortamın kurbanları genellikle çocuklar oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder