28 Şubat 2012 Salı

Leyla ile Mecnun

Bir TRT dizisi olan Leyla ile Mecnun'un absürd hikayesiyle izleyicileri ekran karşısında çok yoruyor.Espiri anlayışının tv kültüründen biraz farklı olarak yansıtılması ve gerçek mahalle yaşantısı izlenimi bırakması diziye süreklilik sağlayan etkenlerin başında geliyor.
Temelde aşk ve komedi üzerine kurgulanmış bir dizi olan Leyla ile Mecnun'da başrol oyuncularının yanı sıra yardımcı oyuncuların performansları da bizleri çok etkileyebiliyor.Ak sakallı dede,Erdal Bakkal,İsmail Abi ve diğerleri karaterleriyle dizide farklı bir yer edinmişlerdir.
Gerçek ve hayal arasında gidip gelen ve bazen de tragedya arası geçiş yapması diziye farklılık kılıyor.
Çekimleri genelde Sarıyer'in Kireçburnu Mahallesi'nde geçiyor.

Kredi Kartı Kullanırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Kredi kartının günlük yaşantımızı kolaylaştırdığı ibaresi tamamen yanlıştır.Aksine kredi kartı günlük yaşantımızı zora sokan ve bu zorluğu vade bahanesiyle de her günümüzü kabusa çeviren masum bir karttır.
Kredi kartı kullanıyorum ve faydasını çok görüyorum diyen kişilere özenip -ki bu kişiler kredi kartı reklamlarında boy gösterenler- bir kredi kartı alma hevesi doğar insanlarda.İlk kez kullananlarda gözlenen tatlı tebbüsümün devamını görmek imkansızdır.Şunu iyi bilelim ki bankalar bilinçli müşteri değil de bilinçsiz müşteri arıyorlar.
Mantık olarak kredi kartını normal şekilde kullanırken bankaların fazla bir karı olmaz.Fakat bilinçsiz şekilde kullanılan kredi kartlarının günlük faizleri bankaların gelir kaynağıdır.Ayrıca bankalara karşı açılan emsal niteliğindeki davada mahkeme kredi kartı kullanıcısını haklı bularak,kart aidatlarının geri ödenmesi kararını vermişti.Şimdi kredi kartı kullanıcıları geri dönük 10 yıllık kart aidatı ve komisyon ücretlerini faiziyle alabilecek.Vatandaşlar için güzel haber olsa da bankalar yeni gelir yolları buldular bile.Şimdilerde bankalar müşterilerinden keyfi olarak komiayon ücreti alıyor.Atm'lerden alınan bilgilendirme fişine bile kesinti yapmaya başladılar.Ayrıca internet bankacılığında işlemi sırasında cep telefonlarına gelen şifrelerden bile kesinti yapıyorlar.
Tabiki bu haksız kazançların ardı arkası kesilmiyor kesilmeyecek gibi...
Bilinçli bir tüketicinin yapması gerekenler ise;
Birden fazla kredi kartı sahibi olmamak.
Keyfi harcamalardan sakınmak.
Kredi kartına güvenmemek.
Şimdi al,6 ay sonra öde gibi kampanyalara bulaşmamak.
Taksitli alışverişlerde kısa vadeler yapmak.(24 ay yerine 6 ay yada 12 ay gibi)
Peşin alabileceğiniz bir şeyi taksitle almamak.(Taksitli alışverişler bağımlılık yapar.)
Çok zorda kalmadıkça nakit çekmemek.
Kredi kartı ödemelerinde asgari tutara sakın aldanmayın.Az ödeyeceğim diye çok fazla ödersiniz ve borcunuz biriktikçe birikir.
Mümkün olduğunca kredi kartınızı yanınızda taşımamak.
Tüm bunlar zor gelebilir fakat daha güzel günler daha ferah günler için bunları yapmakta fayda vardır...

27 Şubat 2012 Pazartesi

Galaxy Note Tablet 10.1

Tablet piyasasına yeni bir soluk getiren Samsung firması,Galaxy Note 10.1 Tablet bilgisayarı resmen tanıttı.Note kategorisinin 2. ürünü olan Galaxy Note 10.1'de beklentiler çok fazlaydı.Bu cihazda telefon özelliğinin var mı yok mu sorusunda alınan cevap herkesi yanılttı.Üstün özelliklerin tahmin edildiği tablet pc'deki özellikler Galaxy Tab'a benzeyen ancak birkaç özellikleriyle Galaxy Tab'ı geçen Note tabletin spen kalemi ise 5.3'lük Note'a göre biraz daha güçlendirilmiş.
Genel özellikleri ise;8,16,32,64 gb'lik dahili hafızaseçenekleriyle piyasaya sunulacak üründe 1 gb'lık ram ve çift çekirdekli 1.4 gzh'li işlemci ile çalışıyor.Android 4.0 ice cream sandwich versiyonu yüklü.
Kendine has kalemi ve birkaç değişik programların yüklü olması kalemin işlevini arttırıyor.
1280*800 çözünürlükteki tablette önde 2 mp'lik ve arkada ise 3mp'lik kamera bulunuyor.

Mobil Dünya Kongresi

Mobil Dünya Kongresi Barcelona'da bugün itibariyle başlamış oldu.1 Mart'a kadar sürecek olan fuarda birbirinden ilginç ve son teknoloji mobil ürünler tanıtılacak.
Samung'un ürünlerinin merakla beklendiği kongrede Galaxy serisinin yeni versiyonları en başta olacak.Merakla beklenen Galaxy S3 ile ilgili hala bir açıklama yapılmazken,Galaxy Tab Note 10.1 afişlerde boy göstermeye başladı bile...
Samsung haricinde Sony,Huawei,Nokia,HTC de yeni teknolojilerine bu kongrede sergileyecekler arasında...
Bu kongrenin sonunda mobil araçların tüm dünya pazarına sunulması ve akabinde Türkiye pazarında da yerini alması için geri sayım başladı bile...
    

Android Marketin Ürünleri Ne Kadar Güvenli

Yeni nesil cep telefonlarının bir numaralı işletim sistemi android ne kadar kaliteli ve ne kadar güvenli?Kullanıcılar bu işletim sisteminden ne kadar memnun?
Yaklaşık iki yıllık bir geçmişe sahip android işletim sistemini akıllı telefonlarla tanıdık.Google altyapısındaki bu işletim sistemi kısa bir sürede müthiş bir yol katetti.Şimdi gelinen yol onu zirvelere taşıdı.
Birçok kişi akıllı telefon kullanıyor.Bunların büyük bir kısmı android'çilerin oluşturduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Android bir market kurarak yüzbinlerce uygulamayı kullanıcılarına sunuyor.Yüzbinlerce uygulama iştah kabartsa da bunun bir de olumsuz tarafları mevcut.
Android kullanıcıları telefondaki uygulamaları ya yeterli görmeyip ya da çok fazla uygulama isteğiyle android markete hücum ediyorlar.Bilinçsiz kullanıcılar çoğunlukta olunca,gereken önlemlerin alınması farz oldu.
Androidçiler için önemli birkaç ipucu vermek gerekirse;
1-Android marketi sık sık kullanmamak
2-Android marketten çok fazla uygulama indirmemek
3-Sıkıntı yapan uygulamaları kaldırmak
4-Uygulamalar açıkken zorunlu olmadıkça interneti kapalı tutmak (internet açık olduğunda ekranda çıkan reklamlar dikkati dağıtır,işinizi engeller vb. sorunlar yaşarsınız)
5-Reklamsız uygulamalar tercih etmek
6-Çok fazla oyun indirmemek (tercihimiz akıllı telefonlarda oyun oynamamak;çünkü telefonu çok yoruyor)
7-Telefonda antivirüs programını güncel tutmak...
Şunu da bilmliyiz ki androidin bu konuda çok büyük eksiklikleri var.Eğer üst düzey bir akıllı telefon kullanıyorsanız,lütfen telefonunuzu gereksiz uygulamalarla ziyan etmeyin.Çünkü bu tip telefonların bünyesindeki uygulamalar yeterli seviyededir.Eksik birşey bulmanız imkansızdır...

25 Şubat 2012 Cumartesi

Dünya'nın En Yüksek Tepeleri

Everest:8848 m. (Çin)

K2:8611 m. (Pakistan)

Kangchenjunga:8586 m. (Nepal)
Lhotse:8501 m. (Nepal)
Makalu:8462 m. (Nepal)
Dhaulagiri:8167 m. (Çin-Nepal)
Manaslu:8156 m. (Nepal)
Nanga Parbat:8125 m. (Pakistan)
Annapurna:8091 m. (Nepal)

Dünya'daki Kıtaların Zirveleri

Everest:8848 m. (Asya)

Aconcagua:6959 m. (G.Amerika)



Mc Kinley:6194 m. (K.Amerika)

Klimanjaro:5895 m. (Afrika)


Elbruz:5633 m. (Avrupa)

Vinson Massif:4897 m. (Antarktika)

Cartenz Piramidi:5029 m. (Okyanusya)

Uluslararası Örgütler

Birleşmiş Milletler Örgütü (BM):Merkezi New York'ta bulunan örgüt 1945 yılında kuruldu.Bugün 191 üyesi bulunuyor.


Avrupa Birliği (AB):1957 yılında Roma Anlaşması'yla kuruldu.1 Mayıs 2004 tarihinden itibaren 25 üyesi  bulunmaktadır.


Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO):4 Nisan 1949'da kuruldu.19 kurucu üyesi olan örgütün toplam üye sayısı 26.


İngiliz Milletler Topluluğu:Birçoğu eski ingiliz sömürgelerinden oluşan topluluğun bugün 72 üyesi var.



Amerika Devletleri Örgütü (OAS):1948 yılında kuruldu.ABD.,Latin Amerika ülkeleri ve Küba dışında Karayip Devletlerinden oluşur.35 üyeden oluşur.



Bağımsız Devletler Topluluğu:21 Aralık 1991 yılında kuruldu.Eski Sovyetler Birliği'nden ayrıln 15 ülkenin 12'si üyedir.


Afrika Birliği Örgütü:25 Mayıs 1963 yılında kuruldu.Merkezi Addis Ababa'da olan örgütün üyeleri tüm Afrika ülkeleridir.

23 Şubat 2012 Perşembe

Akasya Durağı Gezegeni

3-4 yıldır bizleri eğlendiren,güldüren,düşündüren ve günlük stresimizi üzerimizden atan nam-ı diğer Akasya Durağı'nı saygıyla selamlıyoruz.
Marshall Mc Luhan'dan öğrendiğimiz Gezegen Köy kavramını en iyi açıklayan bir başyapıttır Akasya Durağı...
Her hafta birbirinden ilginç olayların yaşandığı Akasya Durağı'nda;bir adet polis merkezi ve bir adet de tv kanalı sabah akşam görev yapar.Özellikle de yaşanan aşayiş olaylarında polis müdahalesi yerine taksicilerin müdahale etmesi ve her seferinde aynı olayların yaşanması,İEM Hüseyin Çapkın'ın hala dikkatini çekmemiş...

20 Şubat 2012 Pazartesi

Kanuni Dönemi'ndeki Yangınlar

Kanuni zamanında çıkan yangınlar İstanbul için büyük bir tehlikeydi.Tüm yapıların ahşap olması yangınların daha da etkili olmasına neden oluyordu.
Tüm önlemlerin alınmasına rağmen,bu afetin önü kesilememiş ve padişah tarafından çıkarılacak bir fermanla kimin evinde yangın çıkarsa o kişinin idam edilmesi ilan edilecekti.
Fermanın adaletsizliği kimseye dokunmadan,fermandan sonraki ilk yangın Topkapı Sarayı'nda çıkar.Tabiki padişah bu fermanı uygulayamaz.Sonucunda Kanuni bu fermanı yürürlükten kaldırır.
Tarih sahnesinde trajik bir yere sahip bu olayda,Hakk'ın Kanuni'ye yanlış bir şey yapmadan önce uyarı niteliğinde gönderdiği mesajın anlamı çok büyüktü...

Aynı Yere İki Defa Uçak Düşer mi?

Fransız Hava Yollarına ait DC-4 tipi bir yolcu uçağı 12 Haziran 1950 gecesi Bahreyn yakınlarında düşer.Uçakta bulunan 47 kişinin hepsi ölür.Olayı inanılmaz kılan ise,aynı gecenin ilerleyen saatlerinde yine Bahreyn'de ve birinci uçağa çok yakın bir yerde düşmüş olmasıdır.

14.Yüzyıl Vebasında Bilinmeyen Gerçek:Kedilerin Katledilişi

14.yy Avrupa tarihine damgasını vuran en önemli olay 1347'de Cenova Limanı'na yanaşan bir gemiden şehre yayılan farelerin başlattığı veba salgınıdır.Salgın kısa bir sürede bütün Avrupa'ya yayılacak ve yüzyıl sonuna kadar da  kıta nüfusunun üçte birini yok etmiş olacaktır.İnsanlığın gördüğü en büyük felaketlerden biri olan sözkonusu veba salgınını bu derece etkili kılan bir sebep ise çok ilginçtir.
Salgının bütün Avrupa'ya yayılarak şiddetlenmesi bir toplumsal histeri dalgasının patlamasına neden olur.Bazı insanlar tanrının öfkesini kendi üzerine çekerek insanlığı kurtarabilmek için kendilerini kırbaçlamakta,bazıları ise suçu Yahudilere yükleyerek onları ortadan kaldırmaktadır.
Halkın büyük bölümü ise salgının bir "cadı"komplosu olduğu düşüncesindedir.Cadı denince de akla ilk önce gece karanlığında parlayan gözleriyle kediler gelir.Bunun sonucunda da Avrupa kedilerinin büyük kısmı katledilir ve hastalığın yayılmasını engelleyebilecek en önemli unsurlardan biri ortadan kaldırılmış olur.Çünkü veba salgını "Yersinia Pestis"isimli bir fare biti tarafından taşınmaktadır.Ve kedilerin ortadan kaldırılması Avrupa fare nüfusunda patlamaya nede olur.Bu arada fare bitlerinde de...Ve tabiki veba mikrobunda da...
Kader,kedilere yapılan zulmün ve katliamın intikamını pahalıya ödetmiştir.

C5-05 ve C5-06'yı Tanıyalım

nokia C5-05
nokia C5-06
C5-05 ve C5-06 hangi özelliklere sahip?İkisi arasındaki farklar nelerdir?C5-05 mi almalıyım yoksa C5-06 mı almalıyım?Sorularının cevaplarını bu iki telefonu incelememiz ardından yapabiliriz.
C5-05 ve C5-06 telefonlar buna tıpatıp benzeyen C5-03'ün devamını oluşturan ürünlerdir diyebiliriz.
Nokia bu iki modeli C5-03'ün alt modelleri olarak üretmiş.C5-03'ten tek farkları ise megapiksel farkı.C5-03'te 5 mp kamera varken bu iki telefonda ise 2mp'lik kamera mevcut.
Her iki telefonun özellikleri tamamen aynı,bizler bir bu iki telefonda fark bulamadık.İki telefon da 93 gr.ağırlığında,3.2 inç ekran boyutuna sahip,çözünürlükler de 640*360 değerinde.Enerjilerini 1000 mAh'lık bataryadan alıyor,ovi haritalara sahip ve son olarak 2mp'lik kameralara sahipler.
Bu iki telefonun fiyatları ise C5-03'ten biraz daha ucuz olup piyasada 380 tl ile 500 tl'ye kadar fiyat aralığı var.
Nokia bu telefonları çıkarırken amaçları nedir bilemeyeceğiz fakat bize göre çok gereksiz ve piyasayı işgal eden bir telefon.Oysaki C5-03'ün dezavantajlarını bu iki telefonda yok edebilirlerdi ve karşımıza C5-03'ten daha üstün bir telefonlar karşılaşsaydık.C5-05'te ve C5-06'da flaşlı üstün kalitede bir kamera ya da öndeki kamerayla görüntülü konuşma ya da güçlü bir işlemci ve bunun yanında yeterli seviyede ram olsaydı daha farklı olabilirdi.
BU C5 serisinde biçime ve dayanıklılığa önem verilmesiyle dikkat çekiyor...

I.Dünya Savaşı'nı Tetikleyen Tesadüf

1914 yılının Haziran ayında,Saray Bosna'da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliaht Prensi ile eşine sıkılan kurşunlar,dünyayı kan ve ateşe boğan,10 milyondan fazla insanın ölümüyle sonuçlanan ilk dünya savaşını tetiklemiş olur.
Fakat suikast olayına yakından baktığımızda olayı şekillendiren küçük detayların,sonucu önceden planlanmış bir noktaya doğru yönlendirdiği açıkça bellidir.
O günlerde Saray-Bosna,Veliahd Prense suikast  yapacak olan Sırp teröristlerle doludur.Bu durum,Avusturya-Macaristan Hükümeti tarafından bilinmektedir.Veliahd Prense kendisine defalarca yapılan,geziyi erteleme tekliflerini reddederek, Saray-Bosna'ya gider.
Ölümüyle sonuçlanacak olan suikasttan birkaç saat önce,başarısız bir suikasta daha hedef olmuştur.Bu olayda yaralananları ziyaret etmek için,şehir valisinin bütün aksi ısrarlarına rağmen,üstü açık bir arabada ve hemen hiçbir güvenlik önlemi almadan vilayet konağından hastaneye hareket eder.
Saray-Bosna'nın dar sokaklarında bir yerde,makam otosu bir trafik sıkışıklığı nedeniyle uzun süre beklemek zorunda kalır.Makam otosunun durduğu yerin karşısında bulunan kafeteryada ise sabahki başarısız suikastın moral bozukluğunu gidermeye çalışan bir Sırp terörist oturmaktadır.Terörist,gördüğü manzara karşısında gözlerine inanamaz;gökte aradıkları yerde ve hem de avuçlarının içindedir.Bundan sonra yapılacaklar,bir prova basitliği ve rahatlığıyla gerçekleştirilecektir.Veliahd Prens ile eşine doğru yağan kurşunlar ve savrulan bombalar...

Dünya'nın En'leri

En alçak nokta:Ölü Deniz (Ortadoğu-Deniz seviyesinin 392 m. altında)
En yüksek nokta:Everest dağı (Çin-Nepal/8848 m.)
En alçak deniz noktası:Mariannes Çukuru (Büyük Okyanus-Deniz seviyesinin 10990 m. Altında)
En uzun nehir:Nil (Mısır-6650 m.)
En büyük okyanus:Büyük Okyanus 165,384,000 km2)
En büyük göl:Hazar Denizi (Asya-371,000 km2)

Asha 200 ve Asha 303'ü Tanıyalım

nokia asha 200
nokia asha 303
Asha 300'den sonra Asha 200 ve 303'ü de incelemeyi unutmadık.Şimdi bu iki telefonu tanıyalım.Tek ortak özellikleri qwert klavyeli olan bu iki telefonda Asha 200,105 gr.ağırlığında olup arttırılabilir hafızası 32 gb kapasitelidir.8 farklı renk seçeneğiyle piyasaya sürülmüş.Bu farklı renk seçenekleri ülkeler arası değişiklik gösterebilir.2.4 inç'lik qvga TFT ekrana sahip telefonun ekran çözünürlüğü 320*240 piksel...Bu telefona has özel internet tuşu ve özel mesajlaşma tuşu konumlandırılmış.1430 mAh batarya ile telefonu kullanma süresi tatminkar seviyededir diyebiliriz.Ayrıca 2 mp kameraya sahip olup önde 2.bir kamera yok.Wifi desteği olayan telefonda gprs,wap desteği mevcuttur.
Asha 303,asha kategorisinin en iyi telefonu olarak piyasada yeri aldı.Hem qwerty klavyeli hem de dokunmatik ekranı içerisinde barındırıyor.2.6 inç'lik geniş ekranıyla telefonu daha kullanışlı hale getiriyor.Wifi ve 3.5 g ile her an her yerde internete girme imkanı veriyor.Telefona has kısa yol tuşlarla arama,mesajlaşma ve müzik player'a ulaşmayı sağlıyor.1ghz hız ile çalışan telefonda uygulamaların sorunsuz bir şekilde açabiliyor.3.2 mp kamera sahip telefonda flaş özelliği yok.Kırmızı ve siyah seçenekleriyle piyasada yerini almış durumda.

Telefonun İcadındaki İnce Ayrıntı

Telefonu icad eden kişinin Aleksander Graham Bell olduğu konusunda herkes hemfikir.Fakat bu icadın öyle bir ince ayrıntısı var ki...
1876 Şubat ayında,Elisha Gray adınca mucit de Graham Bell ile aynı gün Amerikan Patent Dairesine kendi icadı olan bir telefonla başvurmuştur.Ve Bell,bu mucitten birkaç saat önce başvurduğu için İcad Beratı'nı almış,tarihe telefonun mucidi olarak geçmeyi başarmıştı...
Boşuna dememişler erteğe kalan arkaya kalır diye.

11 Şubat 2012 Cumartesi

Halley Kuyruklu Yıldızı'nın Bilinmeyen Yönü


Fatih'in tahta çıktığı sıralarda Halley kuyrukluyıldızı görülür.Papa bu yüzden "Türk ve Müslüman dostu dinsiz yıldız"diyerek Halley'i aforoz eder...
1912'de Bulgarların Balkan Harbinde Çatalca'ya dayandıkları sıralarda Halley yeniden görülür.Bu kez de Bulgar papazlarının "Türklerin uğur yıldızı göründü.Biz şimdi mağlup oluruz"demelerine kalmaz;gerçekten de,saldırı Çatalca'da durdurulur ve İstanbul kurtulur.Ardından da Edirne geri alınır...
Acaba Halley bir daha ne zaman görünecek

Suriye'de Yaşananlar Devlet Terörü mü Yoksa Dış Mihrakların Oyunu mu?

Ortadoğu'da yaşanan devrimin en kanlısına Suriye'de tanık oluyoruz.Halkın bir süredir tahttan indiremediği Beşar Esad da tüm kinini halka en vahşice kusuyor.Şimdi gelinen nokta ne yazık ki içler acısı.Suriye Halkı biblo etkisi yapan bahar devriminden nasibini almayı düşünüyordu ki sert bir taşa çarptıkları ve geri dönülmez bir katliama girdikleri sonucunu en ağır bir şekilde yaşıyor.Eğer bu halk direnişinin böyle bir duruma geleceğini bilselerdi hiç tereddütsüz ayaklanmaya hayır diyeceklerdi.
Ortadoğu varolduğundan bu yana hiçbir zaman gün yüzü görmemiş,devamlı kanlı olaylara sahne olmuştur.Günümüzde bile bu olaylar devam ederken birilerinin çıkıp bu vahşete "Arap Baharı" ya da "Arap Devrimi"demesi bu olayın dışında kalanlar için olumlu bir gelişme diye takdir ediyorlar güle eğlene...
Ortadoğu şimdilerde kanlı baharın sancılarını yaşıyor.Mısır'da geçen günlerde bir statta yaşananlar bunu kanıtlar nitelikte.Her Ortadoğu ülkesinde yaşananlar tüyler ürpertici fakat Suriye'de yaşananlar daha vahim.Beşar Esad'ın tutumu ve halkın gösterilerden umduğunu bulamayıp çaresiz kalması ve sonrasında yaşananlar Suriye'nin değişim planlarını da Suriye'nin içten içe yokoluş planlarını hazırlıyor.
Tabiki de bu yaşanan tüm olumsuz olaylardan birilerinin nemalanması gerekir ki işte burada ortaya ABD ve Avrupa çıkıyor.Irak'tan sonra Suriye çıkarması ABD ve müttefikleri için iştah kabartıcı bir durum.Her zaman halkın yanındayız diyerekten Suriye halkına selam çakan zihniyetin emelleri ne yazık ki kötü emellerdir.
Suriye'de yaşananlar,Beşar Esad,Beşar Esad kimdir,Arap Baharı,Arap Devrimi,Ortadoğu,Ortadoğu'da yaşananlar,Ortadoğu'da Çatışma,Batılı Devletler

Ekonomik Kriz Üçgeni:AB-Yunanistan-Almanya

130 milyon avroluk ikinci yardım paketini almak için hazırlanan Yunanistan'da içten içe tereddütsüzlük yaşanırken,Almanya'nın olumsuz tavrı Yunan halkına bir baskı oluştururken,Avro Bölgesi maliye bakanları ise Yunanistan belasından nasıl kurtulacakları derdine düşmüşler.Lukas Papadimos tamam mı devam mı niteliğindeki ikinci yardım paketi için ince eleyip sık düşünürken,bu yardım paketi eğer işe yaramazsa işte o zaman Yunanistan'ı zeus da gelse herkül de gelse kurtaramaz.
İçten içe kaynayan AB'de tüm ipler Almanya'nın elinde.Merkel'in pasif tutumu ve diğer AB üyesi devletlerin liderleri de Merkel hizasında olup,muhalefet gücün neden burada da olmaması bizler için hiç de süpriz bir olay değil.Nitekim Yunanistan'ın avro bölgesinden çıkması diğer ülkelere de zararı olacaktır.AB itibar kaybedecek,gücü azalacak ve dağılma sürecine girecek.
Avro bölgesi maliye bakanları toplantısında Yunanistan'a verilecek yardım paketi için sonucu ağır olacak taleplerde de bulunulması Yunanlıları geri dönüşü olmayan bir yola sürükleyecek.
Bu paketiyle kısa vadeli bir önlem alıp uzun vadede yapılacak önlemlere zemin hazırlamayacağı kanaatindeyiz.Yunanistan bedelleri çok ağır olacak bir konumda.Dahasında sırasını bekleyen İspanya,Portekiz,İtalya da bu krize yenik düşecek...

İlgili Kelimeler:
AB,Yunanistan,Almanya,ekonomik kriz,avro,avro bölgesi,Lukas Papadimos,Angela Merkel,ekonomik kriz,

10 Şubat 2012 Cuma

Nokia C2-05:Sadece Sadelik Arayanlara

Nokia'nın 2012 için piyasaya sürdüğü telefonlar arasında C2-05'in mağrifetleriyle neler yapılabileceğine bir göz atalım.
98.5 gram ağırlığındaki telefon tip olarak kızak şeklinde.64 mb. rom ve 16 mb'lik ram'e sahip telefonda hiçbir akıllı özellik yok.Bu telefonla sadece arama yapmak-mesaj çekmek ve sosyal ağlarda dolaşmak için üretilmiştir.
2 inç'lik boyutunda olan ekranın qvga şeklinde tasarlanmış.Diğer özellikleri ise kişiselleştirme yapabilme,vga kamera ve numerik tuşlar...
Tüm bu özellikleriyle telefon belli bir kesimin ihtiyaçlarını karşılayacak türden.Fiyatı ise 275 tl ile 340 tl arasında değişiyor...

Nokia 603:New Version Smartphone

Nokia'nın en yeni akıllı telefonlarından birisi olan 603 kendine has özellikleriyle dikkat çekerken,günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak türden bir telefon... Telefona Symbian Belle işletim sisteminin güncel versiyonu işlenmiş.
3.5 inç kapasitif dokunmatik ekrana sahip telefonun çözünürlüğü 16:9 nHD (640*360) ile oldukça kaliteli bir TFT ekranla karşılaşıyoruz.Özelleştirilebilir giriş ekranına sahiptir.1ghz hız telefonun verimliliğini arttırıyor.5mp kamerada flaşın olmaması ve öndeki kamerayla görüntülü konuşmanın olmaması telefon için büyük bir handikap.Tarayıcı sayesinde gerçek web sayfalarında dolaşırken wi-fi özelliği ile de kablosuz her an her yerde internete ulaşabilirsiniz.
Piyasadaki fiyat aralığı 670 tl ile 790 tl'dir.

2012 Ygs Ne Zaman Yapılacak?

2012 yılı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ÖSYM'den yapılan resmi açıklamaya göre 1Nisan pazar günü olarak belirlenmiş.
Yaklaşık 1 milyon 800 bin kişinin başvurduğu ygs'ye artık iki aydan çok kısa bir süre kaldı.Adaylar kaderlerini belirleyecek sınava 1 Nisan 2012 Pazar günü girecek.
Dikkatli olun 1 Nisan şakasına kurban gitmeyin?

9 Şubat 2012 Perşembe

İletişim Araçlarının Tarihsel Gelişimi

Geçmişten günümüze insanoğlunun kullandığı iletişim araçları nelerdir?Hangi iletişim araçları ne zaman insanoğlu tarafından kullanılmaya başlanmış?İşte bu sorulara cevap niteliğindeki kronolojik listeyi hazırladık.Genel kültür düzeyindeki bu yazıyı keyifle okumanız dileğiyle...
MÖ.25.000 Tarih öncesi insanlar tarafından mağara resimlerinin yapılması
MÖ.3100 Hiyeroglif Yazı
MÖ.1600 İlk Bilinen Alfabe (Filistin)
MÖ.1200 Çinlilerin Resim Yazıyı Bulması
MÖ.730 Fonetik Alfabe (Yunanistan)
MS.1041 Hareketli Tipte (Ahşap) Baskı (Çin)
MS. 1241 Metal Tip Baskı (Kore)
MS. 1456 Gutenberg'in Hareketli Metal Tipteki El Basım Matbaası (Almanya)
MS. 1609 Düzenli Basılan Gazete (Almanya)
MS. 1814 Düz Yataklı Silindir Baskı
MS. 1839 Fotoğraf
MS. 1844 Telgraf
MS. 1846 Çift Silindirli Rotatif Baskı
MS. 1867 Daktilo
MS. 1876 Telefon
MS. 1888 Halka Satılan Fonograf
MS. 1895 Halka Film Gösterimi
MS. 1895 İlk Radyo Yayını
MS. 1911 İlk Televizyon Yayını
MS. 1920 Sürekli Radyo Yayınına Başlanması
MS. 1936 Sürekli Televizyon Yayınlarının Başlaması
MS. 1945 Programlanabilir Elektronik Bilgisayar
MS. 1947 Transistör
MS. 1948 Gramofon
MS. 1956 Videoteyp
MS. 1957 Uydu (Sputnik)
MS. 1962 Uydu Aracılığıyla Televizyon Yayını
MS. 1963 Kompakt Kaset Audioteyp
MS. 1969 ARPANET
MS. 1971 Mikro İşlemci
MS. 1976 VHS Video Kaset Kaydı
MS. 1976 Teletekst
MS. 1978 Telefaks (Uluslararası Standartlarda)
MS. 1979 Walkman
MS. 1980 CNN
MS. 1981 MTV
MS. 1981 IBM Kişisel Bilgisayar
MS. 1982 Audio Compakt Disk
MS. 1984 Apple Macintosh Bilgisayar
MS. 1991 World Wide Web (Internet)
Geçmişten günümüze iletişim araçlarının nasıl evrim geçirdiğini görünce gerçekten de aklımız donuyor...

Yeteneksizsiniz Türkiye:Türkiye'nin Yeteneksizlerinin Buluştuğu Yer

Türkiye'de son dönemlerde reality şov programlarının başında gelen "Yeteneksizsiniz Türkiye" bir şovdan,bir eğlenceden,bir yetenekten daha fazlasını izleyici kitlesine ulaştırıyor.Velhasıl bu programın izleyici zaafiyetinden kaynaklanan bir izlence programı haline geldiğini de belirtelim.Yapılan şovların bir yetenek olduğuna şaşıran stüdyodaki cehalet kokan seyircilerin şaşkın bakışları arasında marifetli gösterilerle farklı bir boyuta dönüşüyorlar...
Bu tip saçma programların ABD menşeli olup yaklaşık olarak 10 yıllık bir sürede dünya ülkelerinde dolandıktan sonra Türk Tv yapımcıları bu programı,Türk televizyonlarına uyarlamayı başarmışlar ve istenilen bir kitleye de ulaşmayı başarmışlar.
Bu tip programların izleyici kitlesini genellikle çocuklar oluşturuyor.Yani 18 yaş altı kişilerin yoğun olarak buna benzer programlar içerisinde boğuldukları ve program yapımcıları bunun bir başarı olduğunu görüyorlar.
3 jüri üyesinin yorumları ülke gündemi içerisinde çok önemli olduğunu ifade edelim.Kim elenmiş,kim galip gelmiş,kimin hakkı yenmiş gibi sorular,program sonrası izleyiciler arasında yapılan hararetli tartışmaları oluşturuyor.
Gerçekten böyle bir yetenek programına ihtiyacımız var mı?Bu tartışmayı yapmak bile onların ekmeğine yağ sürmektir.Velhasıl bu programa katılanların çoğunun boş işlerle uğraştığı aşikar.Ayrıca belirtelim ki bu programın diğer ülkelerdeki yayınlarında ölüm kazaları yaşanmıştır.Yapılan abartılı yetenek gösterileri kanlı bitmişti.Neyseki bizdeki programda böyle bir olumsuz an yaşanmamıştır.Bu program böyle devam ederse ölümlü bir yetenek gösterisi yaşanabilir.
Köpeğini alıp emir komutayla yönlendiren kişiye yeteneksizsiniz Türkiye demek ne kadar doğru bir tespit olabilir?

Galaxy Note:Tablet mi Telefon mu?

Samsung'u zirveye taşıyan Galaxy serisinin son ürünü olan Galaxy Note yarı telefon,yarı tablet özelliği taşıyor.Herşeyden önce ona has kalemiyle artık herşey imkansız hale geliyor.Spen ile telefondaki görüntüyü çizebilir başka bir yere kopyalayarak üzerinde çalışma yapabilirsiniz.Kalemiyle her türlü alanda yazar klavyeye ihtiyaç duymazsınız...
5.3'lük mükemmel ekranı sayesinde gerçek web sayfalarında dolaşırken ayrıca film seyretmeyi de kusursuz kılıyor...
Genel özellikleri ise;galaxy s2'de kullanılan Arm Cortex Core Duo A9 işletim sistemi kullanılmış.Ekran kartı mali-400mp GPU.Ekran çözünürlüğü:840*1280 (Galaxy s2'ye göre biraz daha iyi)148 gram ağırlığında olup,HTC'nin smartphone'larıyla nispeten aynı ağırlıktı.Boyut olarak HTC telefonları,Galaxy Note'a göre küçük kalmasına rağmen...
Aslında ilk bakışta bu cihaz tablet pc'ye çok benziyor.Fakat bunu tablet pc grubunda ele alırsak çok küçük kalır.Telefon dersek bu sefer de çok büyük kalır.Samsung firması bu cihazla akıllı telefon ile tablet pc arasında kalanlar için ürettikleri konusunda doğru teşhisi koyabiliriz.
Galaxy Note'u bir telefon gibi kullanmak biraz abes kaçıyor.Çünkü tek elle tutup konuşma yapmak zor olur.İllede konuşacağım diyorsanız kulaklık takıp da böylece konuşma yapmak..
Özellikleri saymakla bitmeyen ve dezavantajı olmayan bu telefonun Türkiye'deki satış fiyatı 2229 tl...

8 Şubat 2012 Çarşamba

Kılıçdaroğlu'nun Paul Auster Hayranlığı!

Geçen günlerde Türkiye için sarf ettiği sözlerle dikkat çeken Paul Auster adlı ABD'li yazara,ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu sahip çukmıştı.Paul'ün ergenekon davası nedeniyle hapis yatan gazetecileri işaret ederek,Türkiye'de düşünce özgürlüğünü ortamının olmadığını ve hiçbir zaman Türkiye'ye adım atmayacağını ifade etmişti.
Başbakan Erdoğan,net tavrıyla "gelmezsen gelde"dedi.Fakat ana muhalefet lideri muhalif olmanın icabı olarak Paul'e destek verdi ve Türkiye'ye kendi davetlisi olarak çağırdı.Kılıçdaroğlu bir konuşmasında Paul'e seslenerek "benim davetlim olarak gel"dedi.
Biliyoruz ki Kılıçdaroğlu bu şahsiyetin kim olduğunu bile bilmiyor.Sadece Başbakan'ın konuşmasını dinlerken öğrenmiş ve muhalefet olmanın gereğini yerine getirerek bu kişiye sahip çıkmıştır.
Paul Auster,ABD'li bir yazar-şair-senarist...Başlıca eserleri ise;New York Üçlemesi,Yalnızlığın Keşfi,Yanılsamalar Kitabı,Kırmızı Defter.Ayrıca bir kitabı da Türkçeye çevrilmiş.
Paul'ün Türkiye için söylediği sözlerin arkasında anti-Türkçülük ve anti-İslamcılık düşüncelerinin olduğunu da belirtelim.Oysaki yaşadığı ABD'de insan hakları ihlalinin somut bir örneği olan Guantanamo kampının varlığından haberi yok;işgal edilen İslam topraklarında katledilen Müslüman aydınlardan keza haberi yoktur.Bu haliyle Türkiye'ye ayak basması hata olur zaten.Buna klavuz olmak da Kılıçdaroğlu için şanlı bir vazife olsa gerek...

7 Şubat 2012 Salı

Fatih Projesi Nedir?

Fatih Projesini,geçen sene seçim meydanlarında Ak Parti sayesinde öğrenmiştik.Bu projedeki temel amaç,öğrencilerin kitap yerine tablet bilgisayar kullanarak teknolojiyi eğitime entegre etmek ve teknolojinin gerçek anlamda yani somut olarak okul çağındaki çocukların ayaklarına kadar getirilmesidir.
Bu projede Fatih kelimesinin açılımı şöyle,Fırsatları Arttırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi.
Her öğrenciye tablet bilgisayar dağıtılacağı müjdesi verildiği zaman,özellikle öğrenciler çok sevinmişti.Tabi veliler de bu işin nasıl olacağını düşünüyorlardı.Kafalarından şöyle geçirmiyor değildiler hani,"ulan biz alamıyoruz devlet nasıl alıpta verecek,paranın kaynağı neresi,acaba aldıktan sonra satmaya kalkışsak kaç para eder" ve buna benzer bir sürü sorular velilerin kafasında dolanırken;öğrenciler ise şöyle düşünüyorlardı "oh be bir bilgisayarımız olacak!Atarım içine 3-5 oyun sabah akşam oynarım ya da internette sörf yaparım sıkıldım mı uygun bir fiyata satarım"...
2011-2012 eğitim-öğretim yılının 2.yarısında yani dün belirlenen okullarda niyahet dağıtıldı.17 ilde ve 9.sınıflarda dağıtıldı.Diğer sınıflarda ise gelecek yıllarda dağıtılıp,projenin 4-5 yılda tamamlanması hedefleniyor.
Tablet bilgisayarlar sınıflardaki akıllı tahtalar ve öğretmenlerin bilgisayarına entegre edilmiş.Yani dersi dinlemeyen ya da bilgisayarda başka bir şeyle uğraştıkları zaman öğretmenler öğrencinin elindeki bilgisayara uzaktan müdahale edebilicek.Öğrencilerin elindeki bilgisayarlar,öğretmenlerin kontrolünde olacak.Uzun zaman sinyal alınamayan tablet bilgisayarların sistemi çökertilerek kullanım dışı olacak.Çalınmasından ziyade satılmaya karşı her türlü önlem alınmış...
Tablet bilgisayar hakkında fazla bilgiye de sahip değiliz,fakat bildiğimiz kadarıyla dağıtılan tablet bilgisayarlar bir nevi e-book niteliğinde.
Tablet bilgisayarlar nispeten yerli üretim (General Mobile) olması bu projenin yerli kaynaklarının doğru kullanılarak çok iyi bir projenin olduğu kanısını daha da kuvvetlendiriyor...
Sonuç olarak;teknolojide yabancı ülkerin hızla gelişmesi hatta bu alanda çıldırması bizler için artık bir hayal olmayacağının somut bir göstergesi.Kitapların sanal ortama taşınması ve yükünün hafiflemesi bilgi çağının gerektirdiği bir zorunluluktur diyerek inşallah yeni nesil için hayırlı olur güle güle eskitirler...

5 Şubat 2012 Pazar

Panama Kanalının Serüveni

Atlantik Pasifik Okyanuslarını birleştirmek için Orta Amerika'daki yapay su yolu inşası başladı.
Fikir yeni değildi.16. yüzyılda bile İspanyollar -Horn Burnu'nu geçmeyi gerektirmeyen,Amerika'nın batı sahillerine ulaşmak için-,Orta Amerika'da bir kanal yapma olasılıklarını incelemiş ama iklim ve hava koşulları yüzünden projenin faydasız olacağına karar vermişlerdi.1881'de bir Fransız şirketi kanalın yapımına başladı fakat 1889'da şirketin iflası nedeniyle yarım kaldı.1903'te imzalanan bir anlaşma ile Panama,Abd'ye Panama Kanalı Bölgesi'ni ve kanalın inşası ile işletme hakkını devretti.
Çalışmaya 1904'te başlandı.Tropikal hastalıklar -başlıca sarıhumma ve sıtma- Fransız işçilerini kırıp geçirmişti ama Amerikalı liderler,aynı durumun tekrarlanmasını engellemekte kararlılardı.Amerikan tıbbi çalışanları hastalıkların nasıl taşındığını ve nasıl kontrol altında tutulacağını öğrendi ve 1906'da kanal bölgesi çalışmaya güvenli hale geldi.
40 binden fazla kişi inşaatta çalıştı.Çoğu Barbados,Martinique ve Guodeloup gibi batı Hindistan adalarından işçilerdi.Abd'den pek çok işinde başarılı mühendis,yönetici ve ustalar da getirilmişti.Demiryolu ve ağır makineler önemli gereçlerdi.1913'teki ölümüne kadar mühendis olarak çalışacak olan David Du Bose Gaillorda'nın,sonradan Gaillord Kazısı adını alacak olan Culebra Arazi alanını kazmak için 100 buharlı kürek kullanması en dikkat çekici özelliklerinden biriydi.Bölgedeki kaygan toprak ve taşlar,kazıyı projenin en zorlu kısmı haline getirdi.38 derece ve üstü sıcaklıkta çalışan işçiler,su seviyesinin 12 metre altına inmek için gerekli olan 73 milyon metre küp toprak ve kayayı çıkarmak amacıyla kaya matkabı,dinamit ve buhar küreği kullandı.Yamaçlar beklenmedik toprak kaymalarına sebep olabiliyor ve bazen de kazılan yerler sadece yamaçların ağırlığından dolayı tekrar yükselebiliyorlardı.1907'deki Cucaracha toprak kayması,yıllar boyunca devam ederek,milyonlarca metre küplük toprağı kanal çalışması yapılan bölgeye taşıdı.
81 km. uzunluğundaki Panama Kanalı 15 Ağustos 1914'te kullanıma açıldı.Hiç kuşkusuz bugüne kadarki,en büyük mühendislik harikasıydı...

Kırım Savaşı'nda Yaşananlar

Karadeniz'in kuzey kıyılarında bir sonuca varamayan Doğu-Batı savaşı.
Ekim 1853'de patlak veren Kırım Savaşı,Rusya ve Britanya ile Osmanlı Devleti,Fransa ve Piyomonte'ten oluşan bir ittifak arasındaydı.
Savaşn birkaç nedeni vardı fakat asıl patlak Rusya'nın,Osmanlı İmparatorluğu'na Ortodoks'ların korunması kousunda talepte bulunması ve baskı yapmasıyla ortaya çıktı.Ekim 1854'te,ittifak ülkeleri askeri birliklerini Rusya'nın Kırım Bölgesine konuşlandırdı ve Sivastopol'u abluka altına aldı.
Asıl muharebeler 20 Eylül'de Alma Nehri kıyısında,25 Ekim'de Balaklava'da ve 5 Kasım'da Inketman'da yapıldı.11 Eylül 1855'de,Fransızların Rus Savunmasının en güçlü noktalarından biri olan Malakhov'a yaptığı başarılı saldırıdan üç gün sonra Ruslar Sivastopol'u boşalttı.Avusturya da ittifaka katılma tehdidinde bulununca Rusya 1Şubat 1856'da yenilgiyi kabul etti.25 Şubat-30 Mart arasında yapılan Paris Kongresi'nde barış sağlandı.
Savaş,iki grup tarafından da kötü yönetildi.Örneğin yanlış anlaşılan bir emir sonucu yaşanan İngiliz hafif süvari birliği çatışması bir felakete neden oldu.Her bir taraftan yaklaşık 250 bin asker hastalıklar nedeniyle öldü.Savaş,Doğu Avrupa güçlerinin ilişkilerinin oturmasında etkisiz oldu.Fakat,Çar 2.Aleksandr'ı Rusya'yı modernize etme konusunda harekete geçirdi.

Sık Kullandığımız Dil Yanlışlarının Farkında mıyız?

Glaballeşen (küreselleşen) dünyada kaçınılmaz olan dil erezyonuna en fazla maruz kalan dil ne yazık ki Türkçe'dir...Köklü geçmişe sahip Türkçemizin son yıllarda yozlaşması veya yozlaştırılması küresel ısınmadan daha vahim bir olay...
Bunların akabinde sık kullandığımız birçok kelimeyi ya yabancılaştırıyoruz ya da yabancı gibi davranıyoruz.Her halükarda kullanılan dilimiz deforme olmuş yeni nesil de bu deformeliği çabuk kavramışlar...
Sık kullanılan dil yanlışları(başta yazılanlar yanlış kelimelerdir);
Yılan sokması:yılan ısırması
Ünvan:unvan
tesbit:tespit
dinazor:dinozor
ekgoz:egzoz
cinnet geçirmek:cinnet getirmek
muammen bedel:muhammen bedel
mali portre:mali porte
taşaron:taşeron
menşeili:menşeli
dersane:dershane
klasizm:klasisizm
logar:rögar
tretuvar:trotuvar
menejer:menajer
zevk-i sefa:zevku sefa
şok olmak:şoke olmak
duş almak:duş yapmak
alkol almak:alkollü içki içmek
Panik yapmak:paniğe kapılmak
öneme haiz olmak:önemi haiz olmak
bir yere teşrif etmek:bir yeri teşrif etmek
yapılabilinmek:yapılabilir
hiç etmek:iç etmek
şarz:şarj
saatler olsun:sıhhatler olsun
ikna olmak:ikna edildi
tahliye olmak:tahliye edildi
Sık kullandığımız dil yanlışları bunlarla sınırlı değil.Diğer örnekler de yakın bir zamanda yazılacak.
Kaynak:Kerim Evren (Güncel örneklerle Medyada Dil Yanlışları)

Samsung Galaxy S2 ile katettiğimiz yol...

Akıllı telefon piyasasındaki değişmelerin ışık hızıyla yol aldığı bu dönemde bu hıza ayak uydurmak zor bir icraat olsa gerek.Birbiri ardına çıkan akıllı telefonların kıyasıya mücadele etmesi ve bazen de mahkemelik konuma gelmesi bu işin nasıl bir boyut kazandığını gözler önüne seriyor.İşte tam bu sıralarda Apple'ın çıkardığı Iphone 4'e karşılık Koreli Samsung firmasının tanıttığı Galaxy S2 ile rekabetin adı mahkelik olmuştu.Neyse bunlara fazla değinmeden Galaxy S2'nin bir yıla yaklaşan kullanım macerasını anlatacağım...
Dünya piyasalarında kasırga etkisi yapan Galaxy S2,Türkiye piyasasına geç girse de Türkiye'deki kullanıcılardan tam not aldı.
Ben de bir Galaxy S2 kullanıcısı olarak,telefonun bir telefondan öte olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim.Adeta bir dizüstü bilgisayar...Son günlerde masaüstü bilgisayarımın bozulması üzerine bu telefona çok yükleniyorum.Böylelikle telefonun gerçek kalitesini de anlamış oluyorum.İnternetten üst üste izlediğim filmler telefonda hiçbir kasılmaya neden olmadı.1Part'ı çok kısa bir sürede indirerek  film izlerken bir donma ile karşılaşmadım.Web sitelerinde dolaşıyorum yine hiçbir sorunla karşılaşmıyorum.Fakat,bazı sitelerdeki yoğun reklamlar ekranda her yeri kaplayınca ister istemez o reklamlara tıklamanız sonucunu doğuruyor.Office programlarına hala alışamadım;ama Office dosyalarını kusursuz olarak açıyor.Pdf de gayet başarılı.Video ve fotoğraf çekimlerinde de olumsuz bir izlenim bırakmıyor.16gb hafızasına ek olarak hediye edilen 8 gb'lık microsd kart ile 24 gb'lık bir depolama alanı sunuyor.Ben bu 24gb'ın sadece 5 gb'nı işgal etmişim.
Bu telefona can veren android işletim sisteminin iyi olduğu fakat marketteki uygulamalarının çoğunun çok saçma,çok gereksiz olduğunu söyleyebilirim.Kaliteli,düzgün,kullanışlı uygulama sayısı çok az.İşte bu yüzdendir ki,android marketi sık sık kullanmanızı tavsiye etmiyorum.
Özellikleri saymakla bitmeyen bu telefonun sinir bozucu tarafları da ne yazık ki var.Öncelikle kapama tuşu ile  ses ayar tuşları doğru dizayn edilmemiş.Ses düğmesi sol tarafta,açma kapama düğmesi de sağ tarafta aynı hizada.Tek elle tutup bu tuşlardan birisine basınca da diğer tuşa istemeden basabiyorsunuz.Diğer olumsuz yanı ise,hafıza kartını çıkarmak için bataryayı önce çıkarmak gerekiyor.Ayrıca hattı çıkarmak için de bataryayı rahatsız etmiyorsunuz ammavelakin,telefonun algılaması için telefonu kapatıp açmak gerekiyor...

Nokia 500 ile Yeni Deneyimlere Var mısın?

Nokia'nın son dönem akıllı telefonları arasında yer alan 500 modeli ile günlük yaşam cebinize sığacak...
Nokia'nın piyasaya sürdüğü 4'lü smartphone arasında son sırada yer alan 500 özellikleriyle ve tarzıyla müşterilerini etkileyebilecek mi?
Genel özellikleri ise;3.2 inç'lik kapasitif dokunmatik ekrana sahip olan telefonun 1 ghz'lik hızıyla gerçek web sayfalarında rahatça dolaşmayı imkan kılıyor...Uygulamalarda hiçbir sorun yaşatmıyor.Dahili hafızası 2gb olup,buna ek olarak 32gb'a kadar arttırılabilir hafıza seçeneği de mevcut.
640*320 çözünürlükteki telefonun 5mp kamerası mevcut.Flaş ve ön kamerasının olmamasını dezavantaj olduğunu belirtelim.Wifi olanağına sahip telefonun ayrıca ovi haritalarıyla da günlük yaşantımıza kolaylık sağlıyor...
Sonuç olarak Nokia 500 çok akıllı bir telefon olmayıp,fakat beklentileri karşılayacak bir telefon özelliklerini barındırıyor.Sosyal ağlara rahatça ulaşmak,wifi ile internette dolaşmak,kişiselleştirilebilen sayfalarla kolay bir kullanım sunarken;ayrıca telefonun yanında verilen iki kapakla da  tarzınızı konuşturabilirsiniz.